Hepimizin bildigi gibi Mustafa Kemal ATATURK dunya doneminin
liderleri icerisinden 21 nci yuzyila gecebilen tek liderdir. Ustelik
diger liderler kendi halklari tarafindan yok edilmemin acisini
yasamisken, o hala halkinin ve dunyanin nabzinda en buyuk
canliligiyla, sevgisiyle, saygisiyla hala yasayabilen dunyadaki tek
lider. Onemli olanda sanirim, yasarken olmek degil, oldukten sonra da
bu kadar uzun sure canli kalabilmeyi basarmak degil midir?
ATATURK'u biz hep tarihe mal olmus yonleriyle tanidik: Asker ATATURK
ya da devlet adami ATATURK olarak.
Bu verdigim ornek dunyada tek olan ornektir. Zaten herhalde bir
baskasina da rastlamamiz mumkun degil. En buyuk dusmani; hani su
ordularini denize doktugu dusmani, Yunan baskomutani Trikopis. Hicbir
zorlama olmadan, hicbir baski olmadan her Cumhuriyet bayrami
Atina'daki Turk buyukelciligine gidiyor Trikopis, ATATURK'un resminin
onune geciyor ve saygi durusunda bulunuyor. Boyle bir saygiyi en
buyuk dusmaninda uyandirabilen bir Mustafa Kemal.
Yil 1938, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranli
donemi. Birden cok sIkilir ve yaninda duran yuz yirmiden fazla kisiye
doner ve aynen soyle der:
"Su anda hicbirinizi degil, buyuk istidadi ile Mustafa Kemal'i gormek
icin neler vermezdim" dedirten o buyuk ozlemi ve onu olusturabilen
Mustafa Kemal'i.
Yada, yil 1938. Bir Iran'li sair bir Tahran gazetesine olumu uzerine
bir siir yazar. Iste o siirin iki misrasini sizlerle paylasmak
istiyorum. Diyor ki;
"Allah bir ulkeye yardim etmek isterse onun elinden tutmak isterse
basina Mustafa Kemal gibi lider getirir." dizelerindeki bu
kiskancligi olusturabilen Mustafa Kemal.
Yil 1976, UNESCO uyelerine bir oneriyle gelir. Oneri paketindeki bir
cumleyi sizlere okumak istiyorum. Diyorki "Bu gun UNESCO'nun uzerinde
calistigi butun projelerin isim babasi Mustafa Kemal'dir." Oneri
nedir ? Oneri ise onun dogumunun yuzuncu yilinda, 152 uyesi vardi
UNESCO'nun 152 ulkenin devletleri ayni anda kutlasin onerisidir.
Birden Isvec delegesi ayaga kalkar ve soyle soyler:
"Ne yani dunyada bu kadar devlet adami var hepsinin dogum gununu
boyle kutlayacak miyiz?" seklindeki kinayeli sozlerine, Rus delegesi
ayaga firlar yumrugunu masaya vurur ve 152 ulkenin delegelerine aynen
soyle soyler;
"Genc delege arkadasim hatirlatmak isterimki ATATURK oyle dunyadaki
herhangi bir lider degildir, birakin onu bir yil anmayi her ulke her
problemimizde care olarak aramaliyiz" sozlerini dokturtebilen bir
Mustafa Kemal. Sonra nemi olur? UNESCO tarihinde ilk ve tekdir hic
negatif oy yok, hic cekimser oy yok 152 ulke su metne imza atar; hani
Isvec delegesi demisti ya "ne yani" diye. O Isvec delegesi bu imzanin
atildigi gun mikrofona gelir ve aynen sunlari soyler;
"Ben ATATURK'u inceledim butun ulkelerden ozur diliyor ilk imzayi ben
atiyorum" diyecektir.
Iste o muhtesem belge diyor ki;
" ATATURK KIMDIR; ATATURK ULULARARASI ANLAYIS, ISBIRLIGI, BARIS
YOLUNDA CABA GOSTERMIS USTUN KISI, OLAGANUSTU DEVRIMLER
GERCEKLESTIRMIS BIR INKILAPCI, SOMURGECILIK VE YAYILMACILIGA KARSI
SAVASAN ILK ONDER, INSAN HAKLARINA SAYGILI, DUNYA BARISININ ONCUSU,
BUTUN YASAMI BOYUNCA INSANLAR ARASINDA RENK, DIL, DIN, IRK AYIRIMI
GOSTERMEYEN, ESI OLMAYAN DEVLET ADAMI, TURKIYE CUMHURIYETININ
KURUCUSU"
Var mi boyle bir metin! Bir filozof derki "bir ulke icin kistas
aradiginiz zaman o ulkenin en buyuk liderini gozden gecirin" su anda
kistas arayan ulkelere saniyorum bundan daha iyi bir metin
gosteremeyiz. Iste bu metin 152 ulke tarafindan imzalanmistir. Esi
olmayan devlet adami metni. Peki daha sonra ne olmustur; 151 ulkede
hemen, hemen bir yil boyunca her yerde bu metni gorebiliriz,
soruyorsunuz bana o bir ulke kim? Iste o ulkenin adini vermeye benim
dilim maalesef varmiyor.
Hadi gelin Haiti'ye gidelim. Yil 1996, Haiti Cumhurbaskani olur. Bir
vasiyet birakmistir. Haiti'ye baktim haritada bir kutup kadar uzak
ulke. Haiti Cumhurbaskani 1996 da oldugunde vasiyeti acilir.
Vasiyetinde mezar tasina yazilmasi icin bir metin birakmistir.
Haiti Cumhurbaskaninin bugun mezar tasinda yazan hitabeyi sizlere
okumak istiyorum. Diyorki "Butun omrum boyunca Turkiye'nin lideri
Mustafa Kemal ATATURK'u anlamis ve uygulamis olmaktan dolayi mutlu
oldum"
Peki yillar bir sey degistirir mi? Hayir. 2000 yilinda bizim medyanin
kacirdigi bir bilgi var, ABD Baskani milenyum mesajini veriyor.
Mesajin bir yerinde aynen sunlari soyler; "Bugun milenyumun hic suphe
yoktur ki tek devlet adami Mustafa Kemal ATATURK'tur. Cunku o yilin
degil asrin lideri olabilmeyi basarmis tek liderdir." 2000 de ABD
Baskanina iste bu gercegi de ifade ettirebilen bir Mustafa Kemal var.
Asker Mustafa Kemal'in, Devlet adami Mustafa Kemal'in cok disinda bir
Mustafa Kemal.
2003 de bir sey degisti mi?, 2004? Hayir. 2004 de bir konferans
veriyorum birden bir hanimefendi ayaga firladi. Dediki "Ben
Norvecliyim ve su anda Norvec'te cok sIk kullandigimiz bir deyim var,
bu deyimin anlamini anladim" dedi. Hanimefendi "nedir o deyim"
dedim. "Norvecce'de "ATATURK gibi dusunmek" deyimi var. Cok sIk
kullaniriz bu deyimi" "nerelerde kullanirsiniz" dedigimde "Hani bir
problem veririz coz diye o da tembellik eder cozmez. Deriz ki ona bu
problemin mutlaka cozumu var. Birde ATATURK gibi dusun". O gun
otelime geldim televizyonu actim o kadar cok kisiye bir de ATATURK
gibi dusun dedigimi hatirliyorum ki galiba Norvecce'den cok bizim
dilimizin bu deyime fazlasiyla ihtiyaci var diye dusunmeden de
edemedim.
Bir Ingiliz gazeteci ATATURK'le bir roportaj yapar. Roportajini
Amerikan Buyuk Kutuphanesinden bulup getirttim ve bir yerinde Mustafa
Kemal'e soyle sorar gazeteci; "Birlesmis Milletlere uye olmayi
dusunuyor musunuz?" Mustafa Kemal'in cevabi aynen soyle
"Sartlarimizi koyariz. Kabullerine bagli. Biz muracaat etmeyiz uye
olmak icin. Eger davet gelirse dusunuruz". Evet, Birlesmis Milletler
sadece Turkiye'yi davet edebilmek icin yasasini degistirir ve ilk
davet edilen ulke olur Mustafa Kemal'in ulkesi, Turkiye'si Birlesmis
Milletlere. Saniyorum ondan feyiz alacagimiz cok sey var aslinda
Mustafa Kemal'den. Ama bu arada 2005'de daha yeni iki uc gun once
yabanci gazeteyi okuyorum. Surmanset buyuk puntolarla su basligi
atmis "Bu gun Ortadogu'ya duzinelerle ATATURK lazim". dedim yazara
ATATURK 'u hic tanimiyor herhalde. Duzineye hic gerek yok tek bir
tanesi de yeterdi aslinda.
Ornek vermeye devam edersem inanin konferans boyle biter.
Filipinlerden Cin'e kadar o kadar cok ornek var ki. Ama gorduk
1925'de 1938'de 1996'da 2000'de 2005'de her ulkeden, her cinsten, her
statuden insanin ozlemle, sevgiyle, saygiyla aradigi ama bizim olan
bir Mustafa Kemal'den bahsediyoruz. Bu gun Turkiye'nin en buyuk
sorunu nedir? dersem cevap olarak kulagima gelenler sunlar; ekonomi
diyorsunuz issizlik diyorsunuz. Ama bence Turkiye'nin cok onemli bir
problemi var o problemi cozersek Turkiye ekonomiyi de cozer Turkiye
issizligi de cozer. Evet Turkiye'de lider yetistirme sorunu var.
Lider deyince de nedense hep siyasi lider anliyoruz ben ondan
bahsetmiyorum, benim lider dedigim cok kapsamli bir kavram. Yoksa
icersindeki tek bir terimdir siyasi lider veya sosyal lider. Ama
lider dedigim zaman ben asrin lideri dunya liderinden bahsediyorum.
Iste boyle liderlere ihtiyacimiz var. Ben simdi soracagim size su
anda karsimda pek cok genc arkadasim oturuyor. Bunlardan bir
tanesinin bir kac donem sonrasinin Cumhurbaskani, Genelkurmay Baskani
yada Basbakani, Maliye Bakani yada evinin anne babasi olmadigini bana
iddia edebilir misiniz? Belki sizsiniz, ama biliniz ki iste bugun
sizlerle paylasacagim konu asrin lideri, dunya lideri yada lider
olmanin kucuk sirlarini ATATURK'le sizinle paylasacagim.
Ilk sirrimiz; ATATURK tamam arkadasim ben topraklarinizi kurtardim
askeri bir dehayim deyip yerine cekilmemis hemen asker elbisesini
cikartip sivil elbisesini giymis ve inanirmisiniz ? Sinirlarini hangi
sinirin lideri ise o sinirlarin icerisinde ne var ise ama ne var ise
tasindan topragina hepsinin ama hepsinin sorumlulugunu omuzlarinda
hissetmistir de onun icin Mustafa Kemal bugun dunya lideridir. Nasil
mi ?
ATATURK'u aglarken tarih cok ender tespit etmistir. 25 yillik
arastirmaciyim, 7 tespitim oldu. Ilki Canakkale'de topcu atisimiz
basladigi sirada doktugu gozyasidir, bir digeri ise hepimizin bildigi
bir hikaye ama ben yine de anlatacagim. O gunun Ankara'si kurak,
corak bir koy. Cankaya'dan meclise gelirken yol uzerinde sadece ama
sadece bir tek igde agaci varmis. ATATURK o igde agacinin onunden
gecislerinde arabasini durdururmus, inermis ve o igde agacina selam
verirmis. "Aman demisler pasam ne yapiyorsunuz boyle ?", "Eee o demis
yedigim meyvenin, sigindigim golgenin, soludugum havanin bir neferi.
En az diger neferler kadar bunun da selama hakki var". Yani "niye
sasiriyorsunuz ?" der gibiymis. Ve bir gun yaninda bulunan
arkadasina "Iste bu benim..." derken bide bakiyor agac yok ortada
hemen iniyor "Ne yaptiniz bu agaca" diyor. "Pasam" diyorlar "yolu
genisletmek icin mecburduk kestik o agaci". "Yahu diyor bitek bana
soraydiniz bu agaci kurtaracak bir yolu mutlaka bulurdum" diyor.
Daha fazla dayanamiyor, arabasina biniyor, soforunun ve arkadasinin
gozu onunde hungur, hungur aglamaya basliyor. Bir tek igde agaci icin
mi dersiniz? Hayir. Cok zor sartlarda kurtardigi bu topraklarda
yetisen bir canlidir ve lideri oldugu icin de bu topraklarin da o
igde agacinin da sorumlulugu Mustafa Kemal'in omuzlarindadir da onun
icin.
Galiba simdi anlatacagim inanilmaz projeyi de o gun dusunmeye
basladi. Hani "Bir daha boyle bir seyle karsilasabilirsem nasil
mudahale edebilirim" diye. Cok degil doga katliami, en kolay
yaptigimiz katliam.
Yil 1930 ATATURK Yalova koskune dogru cikmakta. Bir de bakar bir
bahcivan koca bir cinar agacini kesmek uzeredir. "Yahu" der "sen
hayatinda hic boyle bir agac yetisdirdinmiki ? Kesmeye muktedir
goruyorsun kendini ve niye ? " der. Bahcivan derki; "Pasam cinar
agacinin kokleri koskun temelini kaldirdi, yapraklari da koskun
pencerelerine mudahale ediyor. Ya kosku kaybedecegiz ya agaci
kesecegiz. Onun icin de kusura bakmayin ama biz agaci kesiyoruz". Bir
an dusunur; "Hayir gerekirse kosku agactan uzaklastiririz" der.
Derler ki bu gun Mustafa Kemal bir hos. Ne demek kosku tutup ta
agactan uzaklastirmak ? Ama inanir misiniz muhendis degil, mimar
degil, ziraatci degil ama ne yapar biliyor musunuz ? Istanbul'daki
kopru altindaki tramvay raylarini Yalova'ya tasitir. Kosku hic
yikmadan oldugu gibi tutarak kendisi de kazma kurek temelini kazar ve
koskun altina tramvay raylarini doseyerek kosku agactan 4 metre 80
santim kenara cekerek hala Cumhuriyetimiz gibi ayakta durmakta olan
cinar agacinin kurtulusunu temin eder.
Yil 1930. Dunya cevre lafini ne zaman etmeye basladi? 1980 den sonra.
1980 den once, 1930 yilinda dunyaya somut bir cevre dersi vermektedir
Mustafa Kemal aslinda. Ama, biraz aci parantezlerim olacak bu
konferansimda. Ilk aci parantezimi ATATURK kimdir belgesiyle
acmistim, ikinci aci parantezim burada olacak. Hadi gelin 5 Mart 1996
ya gidelim yani gunumuze yakin bir gun. "ATATURK ve Turk kadini"
konulu tiyatrolu konferansimi 25 gencle sunuyorum. 25 gencle birlikte
prova yaptik, yorulduk, oturduk, televizyonu actik. ikinci haber
olarak 6 dakika muddetle ve 5 kere goruntu zumlanmak uzere onemli bir
haber verildi televizyonda. Haberi aynen aktariyorum, diyordi
ki "Amerika da eski bir unlu bir muzikhal hic yikilmadan dunyada ilk
kez uygulanan bir yontemle raylar uzerinde iki metre kenara cekilerek
yerine yeni bir binanin yapildigi" haberiydi. Dunyada ilk kez lafi da
bes kere edildi. genclerden biri kalkti bana ne dedi biliyor
musunuz? "Ya ogretmenim biz tarihe pek bir daldik.
Bakin el alem neler yapiyor? Teknik, medeniyet biraz da onlara
baksak" diyince arsivimde 1930'da ATATURK'un bu isi yaparken cekilmis
resimleri, raylar uzerindeki cekilen resimleri gosterdim kendilerine
ve dedim ki "su anda ne soyleyeceksiniz bana ?". Bir genc kalkti ne
dedi biliyor musunuz? "Ya ogretmenim suc bizde mi? Biz bu konuyu ilk
defa sizden duyuyoruz, sizden goruyoruz bu resimleri". Ama o haberi
bugun milyonlarca Turk genci izledi ve oturdular 25 genc, bu haberi
veren televizyona bir faks cektiler. Faksta aynen su
yaziyordu "Ikinci haber olarak 6 dakika muddetle ama bes kez su
resimleri gostermek suretiyle bu arada da mutlak suretle mesaji
iletin dediler "Bu gun 1996, Amerika cekiyor raylar uzerinde iki
metre, yerine yeni bir bina yapiyor, 1930 ATATURK cekiyor 4 metre 80
santim, bir agac kurtarmak icin" bu mesaji da cok iyi verin dediler.
Yil 1996 idi. Yil 2005 hicbir televizyonda izlediniz mi? Izlemediniz.
Ya hocam siz bize bir tek cinar agaci ve igde agaci anlattiniz bunlar
ATATURK'un hayatinda tek tek ornekler olabilir. Hadi gelin
Sogutozu'ne gidelim, hani su Ankara yakinlarindaki, o zaman icin 80
tane sogut agacinin oldugu yere. Sogutozune ATATURK hep dinlenmek
icin gelirmis. Bir geldiginde galiba dusundugunu sesli olarak
aktarmis; "Ah ! burada bi kulubem olsaydi keske". "Ya pasam istedigin
bir kulube olsun hemen yapariz suraya" demisler. "Buradaki agaclara
ne olacak peki". "Pasam burdakiler sogut agaci; gonulsuz agactir.
Sokeriz baska bir yere dikeriz, mutlaka tutar" demisler. Bir an
durur, "Bir tek sartla kabul ederim" der. "Buarda yetecek kadar sogut
agacini kendi ellerimle sokecegim, kendi ellerimle dikecegim, once
tuttuklarini gorecegim, sonra kulube yapimina izin verecegim". Yani
bugun betonu yesile tercih eden zihniyete bence en guzel ornek teskil
eder bu. Ne yapar biliyor musunuz? Turkiye Cumhuriyetinin
Cumhurbaskani Mustafa Kemal ATATURK makamini Cankaya'dan Sogutozu'ne
tasitir hasirlar uzerine. Kabullerini orda yapar, imzalarini orda
atar, cadirda kalir ama sogut agacini soker, kendi elleriyle diker,
tuttuklarini gorur, ondan sonra bugun cok kucucuk ama verdigi mesaj
olaganustu buyuk olan bu Sogutozu'ndeki kucuk ATATURK kulubesinin
yapilmasina izin verir.
25 yillik arastirmaciyim. Benim elimde 130 belge var bizzat cevre
hareketine bedenen katildigina dair. Sade bende 130 belge, kim bilir
kac belge var. Keske diyorum, keske bu belgeler, bazi gunler bizi
okullar da bu kulubeye goturup te burada anlatilsaydi. saniyorum
bugun betonu yesile tercih eden hicbir belediye baskani yetismezdi.
Iste bu anlamda sahneye simdi Tahsin COSKAN'u davet edelim. Tahsin
COSKAN o zamanin genc bir ziraat muhendisi. "Gel Tahsin seni bir yere
goturecegim fikrini almak istiyorum" diyor. Giderler, gosterdigi yere
bakar Tahsin Bey. Bataklik, sivrisinek salgini, hayvan leslerinin
oldugu berbat bir arazidir. "Ya pasam hayrola" der. Ataturk, "Buraya
butun masrafi cebimden olmak uzere bir orman ciftligi yapmak
istiyorum" der. "Ya pasam buranin islahi ya sizin paranizi tuketir ya
da zamaninizi, neden bu kadar mumbit topraklar varken gelip de burayi
tercih ettiniz ?" der.
ATATURK'un cevabi ATATURK'cedir. Derki "Ben en zor olani yapayimda
siz arkamdan kolaylari nasil olsa yaparsiniz." Ne bilsin ki en
kolaylari bile cabuk yikabildigimizi ama, bu aradaTahsin
COSKAN "Pasam burda hicbir sey yetismez, pek ugrasmayin" der. Ama
dinleyen kim. Derki "Tahsin buraya ziraatcileri getir ve incele bana
resmi bir yazi getir burasiyla ilgili". Biraz sonra Tahsin COSKAN cok
mutlu, kendi dedigi cikti, uzerinde "Burada hicbir sey
yetismez"yazili, altinda da ziraatcilerin imzasinin oldugu bir
belgeyi Mustafa Kemal'in onune koyar. ATATURK biraz mutebbessim okur
bu yaziyi. Kaleme alir, bu kagidin yanina aynen sunlari yazar "BURASI
VATAN TOPRAGIDIR, KADERINE TERK EDEMEYIZ". Etmez de. Ayni Sakarya
savunmasi gibi akasya savunmasini ele alir, cam ve koknari oraya 30
Agustos olarak tamamlar ve hic unutmayacagimiz bir gun, lutfen hic
unutmayin, tarihte atladik bu gunu, 25 Mayis 1933. Ne yapar biliyor
musunuz? Hani 5 Haziranlarda kutladigimiz bir gun var, cevre gunu
degil mi? Cevre gunu ne zaman kutlanmaya basladi? 1980 den sonra.
Peki 25 Mayis 1933, ATATURK ne yapti? Ilk Cevre gunu kutlamasini
yapti. Hem de bugun okullara soruyorum diyosunuz ki ne yaptiniz
diye "ya agac diktik diyorsunuz ya cop topladik" oyle falan degil.
Butun Ankara halkini bedava trenlerle buraya getirtiyor, agaclar boy
vermisler, altinda dinlenmektedirler, havuz yapilmistir, cocuklar
yuzmektedirler. Hatta butun masrafi cebinden odemistir ama kari da
almamistir, buraya bir fabrika yaptirmistir, sut urunleri
uretilmektedir, herkes yemektedir. Herkes cok mutlu ama en mutlusu
Mustafa Kemal ATATURK.
Nebizade diye bir arkadasi var, Nebizade'nin kafa cok karisIk. "Yahu
pasam senden baska bir tek kisi burada bir agac yetisecegine
inanmadi. Peki sen nasil anladin burda orman olacagini?" der. "Gel
Nebizade gel, simdi anlatayim sana. Hani Tahsin COSKAN'in burda
birsey yetismez dedigi gunun aksami tebdili kiyafetle Cankaya'dan
kactim, burdaki koylulere geldim. Koyluler beni tanimadilar.
Koylulere, agalar dedim burda agac yetisip yetismeyecegini bana en
kolay yoldan nasil ispat edersiniz dedim. "Al dediler", bana bir
testi su verdiler, bir de kazma kurek. "Kaz orayi iki gun sonra gel
biz sana ne olacagini soyleriz" dediler. Ah o iki gun Cankaya'da
nasil gecti bir Allah bilir bir de ben. Iki gun sonra gittim testiyi
cikardim, testinin icinde su bitmisti, koylulere uzattim. Dediler ki
bana "aga testide su kalmamis, toprak su emiyor, bakma bunun ustunun
kurak olduguna, biraz ugras burda ne ekersen bicersin". Ve hani
Tahsin COSKAN'in o raporu bana getirdigi gun ben coktan projeye
baslamis epey de ilerlemistim" diyecektir.
Dunya lideri olmak oyle kolay degil biliyor musunuz. Hani ATATURK'e
kimdi en cok karsi cikan, evet Tahsin COSKAN'di. Onu da ATATURK
buraya mudur tayin eder. Evet lider olmak hakikaten kolay is degil.
Bu arada biz bu 130 belgeye hic calismamisiz. Calismadigimizin en aci
ornegini Turkiye yasadi zaten. Neydi o ornek "17 Agustos depremi".
Evet deprem bir kaderdir ama kader olmanin otesinde dolgu alan coktu,
dolgu binalar coktu. Oysa 1930'dan beri bize "lutfen tabiatla
oynamayin, tek bir agacla bile oynamayin" diye bize ornek olan bir
liderimiz varken yasadik bu aciyi.
Bizler iyi degerlendirmemisiz onun cevre hareketini ama bakin dunya
ne guzel degerlendirmis hareketini. Ben size bu bilgileri vermek icin
1919 da basladim ve bugune kadar cikan butun gazete ve dergileri
tariyorum. Taramam sirasinda 28 Temmuz 1933 gunun Cumhuriyet
gazetesinde bir haber okudum. Inanilmaz bir haberdi. Hani bir cicek
aliyoruz, kirmizi renkte, hediye goturuyoruz ve adina da "ATATURK
Cicegi" diyoruz. O ATATURK ciceginin adini biz koyduk zannediyorduk
ama bakin gazeteyi aynen okuyorum. Gazete haberi su "Chicago ozel,
gecenlerde Wanderbit Universitesi profesorlerinden doktor Kirk Landin
laboratuarlarinda muhtelif ameliyeler neticesinde kirmizi renkte yeni
bir cicek elde edilmistir Profesor bu yeni cicege isim ararken
yaninda duran ama Tarsus Kolejinde ATATURK'le tanismis, ondaki tabiat
bilgi ve ilgisine hayran olan bir diger profesor bu cicege ATATURK
isminin verilmesini onermistir. Ve bu oneri dunya nebatat dairesine
iletilmis ve ATATURK'un yaptigi calismalarin anlatildigi toplantida
oy birligiyle kabul edilmistir". Yani dunyadaki her ulkede bu cicek
Gazi ATATURK adiyla uretiliyor ve satiliyor.
Peki baska bir lider var mi diye arastirdim bir cicege adini veren,
baska hicbir lider yok. Cunku tabiatiyla bu kadar butunlesebilen bir
lideri dunya tarihi yazmamistir. Diyorki Mustafa Kemal "cevre
hareketi disinda eger lider olacaksaniz eger lider olmaya
kalkistiysaniz ki icinizde ogrenci arkadaslar var mutlaka sinif
baskanlari vardir eger sinif baskani olacaksan bu bi liderliktir,
sinirin nedir? siniftir sinifin icerisindeki tek bir tebesir tanesi
tek bir sira tek arkadasinin problemiyle ilgilenemeyeceksen o
liderligi kabul etmeyeceksin demektedir Mustafa Kemal.
Peki ikinci sirrimiz ne? Ikinci Sirrimiz; dunya tarihi sadece bir
sifati Mustafa Kemal'e vermistir. Baska dunyada hicbir liderin
alamadigi bir sifattir bu hangi sifat mi? Ne dersiniz? Evet
Basogretmen diyen var aranizda, hosgorulu evet biliyorum hepsi
gonlunuzden gecen sifatlari ATATURK'un ama soruyorum sizlere bir
insan dogumundan olumune kadar ya bir askerdir, ya bir devlet
adamidir ya cevrecidir ya tiyatrocudur ya sanatcidir ya arkeologdur
bir seydir. Ama bunlarin hepsi birden olabilen dunyadaki tek lider
Mustafa Kemal ATATURK oldugu icin dunyada "kultur antropologu" sifati
verilebilen tek lider Mustafa Kemal'dir.
"Kultur Antropologu" nedir ne degildir uzun uzun basinizi
agritmayacagim. Hadi gelin 5 Mayis 1935, Ahlatlibel'e gidelim.
Ahlatlibel Ankara yakinlarindaki kazilarin basladigi yer
biliyorsunuz. Butun arkeoloji kazilarinin yapilma emrini veren
Mustafa Kemal, muzelerin acilma emrini veren de Mustafa Kemal. Ama
bugunkulerde oldugu gibi acin, kazin, imza; oyle degil. Nasil
yetismis inanin, 25 yillik arastirmaciyim hic anlamadim. Bakiyorsunuz
Efes kazilari basliyor iki kere gidiyor, Konya'da Asar kazilari
basliyor basinda, birde bakiyorsunuz Ahlatlibel kazilari baslamis
basinda, toprak aliyor, olcuyor, biciyor. "Ya ne yapiyor Mustafa
Kemal" diyorlar. Cankaya'ya gidiyor, Cankaya'da uc gun uc gece hic
uyumadan; uyumamak icin alnina islak bezler koydurmus, birilerini
cagiriyor, telefonlar ediyor bir heyecan bir telas. Uc gun
sonra "gelin diyor Ahlatlibel'e gidiyoruz". Hemen geliyor
diyorki "arkeologlar toplanin". Biliyorsunuz baslarinda en buyuk
arkeologumuz Zubeyir KOSAR var.
Bu Zubeyir KOSAR'in bir e bir anisidir. Toplaniyor ve diyorki Mustafa
Kemal heyecanla; "kazdiginiz yer yanlis, surayi kazmaniz gerekir".
Yabanci arkeologlar "el insaf pasam, anladik iyi askersin iyi devlet
adamisin ama yani bu iste bizim isimiz niye karisiyorsun" der gibi
aralarinda birkac sey oluyor ama emir buyuk yerden. Basliyorlar
Mustafa Kemal'in gosterdigi yeri kazmaya. Sonuc mu? Butun bulgular
oradan cikacaktir. Inat ugruna, kendi ceplerinden oder ve kendi
dedikleri yeri kazarlar hicbir bulguya rastlamayacaklardir.
Bunun uc gun sonrasi, ATATURK Galip ARCAN'in yazdigi "Sirat Koprusu"
adli piyese davetlidir. Davetiyede boyle yazar piyesin basinda
mutludur biraz sonra sinirlenmeye baslar bir muddet sonra
bitince "bana Galip ARCAN'i cagirin!" der. Galip ARCAN gelince "bu
piyesi siz mi yazdiniz ? "der. "Evet pasam ben yazdim". "Hayir, bu
bir Bolunun Flor Doranj adli Boldvilin'in aynen cevirisi neden bunu
belirtmediniz hakkinizda sorusturma actiriyorum" diyecektir. Buna
benzer pek cok aniyi da okuyunca ne dedim biliyormusunuz. Samimi
konusacagim inanin sizlerle. Dedim ki "a be Atam Boldvilin'e
varincaya kadar ne zaman okursun? ne zaman kafanda tutarsin". Ve o
sirada ne yaptim biliyor musunuz? Yirmi yillik arastirmaciydim,
ATATURK'le iddiaya girmek gibi, dedim "senin basinda durmadigin
ilerletmeye calismadigin bir alan bulmak benim boynumun borcu olsun".
O sirada da "Sanat ve ATATURK" adli arastirmami yapiyorum baktim
resimde Turk tarihinde ilk resim sergisini o aciyor, heykelde dinin
etkisini kaldiriyor ama karsima yedinci sanat dali geldi. Ne? Sinema.
dedim "herhalde burda iddiayi kazandim". Hey hat, bas yonetmen Cezmi
AR, basrolde Mustafa Kemal, film cekiyorlar. Ve Cezmi Ar Mustafa
Kemal'e tabi Cumhurbaskani ya diyemiyor soyle dur boyle dur diye
diger oyunculara siddetle bagiriyor. Ataturk "Gel Cezmi gel, burda
baskomutan sensin. ben bu isi bilmem. Onemli olan isin iyi cikmasi.
Bana da ayni siddet ve hiddetle bagiracaksin" der. Cezmi AR hayatinin
son gunlerinde "ben bir daha asla oyle bir oyuncuyla calismadim"
diyecektir.
Yil 1937, Munir Hayri EGELIYLE odalarina cekilirler. Cankaya' da ne
mi yaparlar? ATATURK bir film senaryosu yazmistir, adini da
koymustur; "Ben bir Inkilap Cocuguyum" dur adi. Kendi yazdigi film
senaryosunu Munir Hayri EGELI cekecektir, ATATURK oynayacaktir. Ama
yil 1937 dir, omru vefa etmemistir. Derim ki haydi filmciler bulun bu
senaryoyu filme cekin pokemondan cok daha faydali olacagina ben kesin
gozuyle bakiyorum.
Bu arada ATATURK'un her seyi iyide ben iddiadan vazgectim, tamam
dedim. Kesinlikle iddia falan yok artik, iddiayi Mustafa Kemal
kazandi ama merak ediyorum nasil yapti diye. Asil sir nerde? O sirada
en buyuk lider elestirmeninin sozu geldi elime. Liderleri cok sIki
elestiren bir elestirmen diyorki ATATURK icin "Liderler icerisinde
elestiri acizligi yasadigim tek lider Mustafa Kemal'dir. Cunku butun
Ronesans, butun reform, butun aydinlanma cagi etkinlikleri bir adamin
kafasinda toplanmis, bir caga siran etkinlikler on yilda basarilmis,
bu buyuk bir mucizedir en buyuk radikal Mustafa Kemal'dir" bunu biz
demiyoruz dunyanin en buyuk lider elestirmeni diyor.
Peki, tamam laf iyi de diyorsunuz ki laflar karin doyurmuyor, Esas
sir nerde cok merak ediyorum. On yilda bir bakiyorsunuz kara tahtanin
basinda harf ogretiyor, bir bakiyorsunuz sapka giyiyor, bir
bakiyorsunuz tiyatro eseri oynatiyor, yok efendim arkeolojik kazilara
gidiyor, tren raylarinin genlesme hesabini yapiyor, Ankara'daki
caddelerin ne kadar mesafede olacagi konusunda sehirlesme planlari
yapiyor, E on yilda bunlarin hepsi peki nasil? Ben esas sirri nerde
buldum biliyor musunuz? Onun bir sozunde. Ama bu bence, ve dedimki bu
sozu okuyunca keske su karga kovalamasini kafalarimiza
yerlestireceklerine su sozunu yerlestirselerdi herhalde Turkiye cok
farkli biyerde olurdu su anda. ATATURK diyor ki "Cocuklugumda elime
gecen iki kurustan birini eger kitaplara vermeseydim bu gun
yapabildigim islerin hicbirini yapamazdim". Esas sir bence burada.
Cocuklugunda eline gecen iki kurustan birini kitaplara verdigi icin
35 yasinda general, 40 yasinda baskomutan, 42 yasinda cumhurbaskani,
46 yasinda dunyada pek cok reformist var ama hic biri dile
dokunabilmeyi cesaret edememistir; dile dokunabilen tek reformist
Mustafa Kemal'dir. Iste bunu yapabilen ve 53 yasinda nutku yazan genc
olarak tarihimize gececektir Mustafa Kemal.
Okumayla, ama nasil okuma biliyor musunuz? Bildigimiz gibi bir okuma
degil. Sizi 1914 Anafartalar'a goturuyorum. Anafartalar'da savasin
bir dinlenme yerinde cadiriniza gelirsiniz postallari cikarir rahatca
dinlenmek istersiniz. Oyle bir sey yok. Macar Turkologu Nemetin,
Fransiz Turkologu Devinin Turkoloji albumleri duruyormus. Aciyor
onlari okuyor Mustafa Kemal. Diyorlarki "niye bunlari okuma geregi
duyuyorsun" verdigi cevaba bakin. onlara diyor ki "Savastan sonra bu
dilin degisme ihtiyaci var onu tespite calisiyorum". Yil 1914,
gelelim 1916'ya. Bitlis cephesi komutani Mustafa Kemal Bitlis
cephesinde cokmekte olan bir cepheyi kurtariyor ve cadirina geliyor,
yaveri Izzettin CALISLAR'i cagiriyor ve eline bir not veriyor. Notta
ne yaziyor biliyor musunuz? "Savastan sonra ilk isimiz Turk kadinina
serbestisini vermek, onu erkeginin yaninda esit haklara sahip
kilmak". Yil 1916, Turk kadinin degil adi, degil kimligi, hicbir
seysi yok. Sokaga cikma hakki olmayan bir Turk kadini. Peki sizce tam
savasin en hararetli zamaninda neden Turk kadini geldi Mustafa
Kemal'in aklina. Ha, Kurtulus Savasinda gordugumuz kadin manzarasi,
degil ATATURK'u, dunyayi sasirtan bir manzaradir. Ulkelerin savaslari
olmustur ama top yekun savas ornegi ilk defa Kurtulus Savasinda
gorulmektedir.
Ataturk bu savasta Ayse Hatunu tanimistir Ayse Hatunu hepimiz
taniyoruz. Bilmeyen var mi icinizde? Onun yapabildigini acaba hangi
ulkenin kadini yapabilir? yada zamanimizda hangi kadin yapabilir?
Benim bir kizim bir oglum var inanin bu kadar arastirmaciyim
dusunuyorum. Biliyorsunuz sekiz aylik kizi kucaginda omuzunda mermi
ve cepheye cephane goturuyor. Sekiz aylik kiz dinler mi dusmani,
aglamaya basliyor. Ve bu sirada olmesi falan problem degil Hatunun,
ama dusman eger onlari fark ederse cok kisitli olan cephane cepheye
gidemeyecek, butun dusuncesi o Ayse Hatun'un. Ve bu arada cocugunu
gogsune yaslar, dusman biraz gec gider, indirdigi zaman kendi
elleriyle cocugunu sehit ettigini gorecektir Ayse Hatun yada diger
adiyla Tayyibe Hatun. Peki ne yapar? cocugunu koyar uzerini bayrakla
orter ve aynen sunlari soylemistir. Kafile baskani komutanimiz
aktariyor bunu. "Sen yuzlerce binlerce yil sonra dogacak Turk
cocuklari icin sehit oldun" (yani surada oturan bizler icin sehit
olan) "bu benim icinde senin icinde bir sereftir. Yeterki vatan
sagolsun" diyor, omuzuna aliyor cephanesini ve yola koyuluyor.
Hanimefendiler icinizde anne olanlar var. Lutfen bir an icin dusunun,
cocugunuzu goz onune getirin. El bebek gul bebek buyutuyoruz, gozunun
icine bakiyoruz, tercih yapin sizden sonraki kusak mi? cocugunuz mu?
Iste bu Ayse yada diger adiyla Tayyibe Hatunu tanidi Mustafa Kemal.
Kurtulus Savasinda Kutahya sirtlari, eksi 30, eksi 40. Ve 75-80
yaslarinda bir nine. Gerisini gelin kafile komutani Mustafa
Necati'den dinleyelim. Mustafa Necati neyi gorur? Butun yorgan
battaniye ne varsa cephanenin ustune ortmus kendisi pazen elbiseyle.
Aynen sunlari soyler "nine kar sepeliyor hava cok soguk bari su
yorgani alsan sirtina" dediginde aldigi cevap "dokunma ona, o millet
malidir, nem kapmasin. Ben bir olurum ama onunla binler dogacak
binler. hayir oglum hayir hic usumuyorum, sogugu hic duymuyorumki.
Dusman bu topraklara girdi gireli benim icim yaniyor icim a ogul"
diyen bir nineyi tanidi Mustafa Kemal.
Albay Hulusi ATAG'in kafilesinde olan genc bir kadinimiz hastadir ve
cephane tasirken yere dusmustur, olmek uzeredir. Hulusi ATAK
sorar "bacim bana adini soyle seni tarihe yazdiracagim" dediginde
aldigi cevap "adimi ne yapacaksin a ogul yaz benim adim Anadolu"
cevabindaki adimin ne onemi var onemli olan ulkemin adi ve gururu
dusunusu keske, keske uygarlik savasimizda ayni siddetiyle
surebilseydi bugun. Uzerinde ATATURK yazili kapsulu inanin, inanin
hic mubalaga etmiyorum ilk uzaya firlatan ulke mutlaka ama mutlaka
biz olurduk.
Evet bu savasta ATATURK dunyaya tek gecen Zekiye Hanimi tanidi.
Zekiye Hanim ne yapti biliyor musunuz? Dunyaya ilk ve tek gecen
kadinimizdir. 10 Aralik 1919 ogretmen okulu bahcesine 3000 kadini
toplamis, dedim herhalde sifirlari fazla okuyorum. Hayir 3000 kadin,
yapimcisi, dinleyicisi, konusmacisi. Kadin olan dunyada ilk mitingdir
bu, onun icin dunyaya ilk gecmistir. Peki Zekiye Hanim nasil
toplamistir, cep telefonu yok faks yok, hicbir arac yok. Hadi bunlar
oldu farz edelim. Kadinin sokaga cikma hakki yokken 3000 kadin nasil
organize oldu dersiniz? Evet bunu inceledigimde inanilmaz bir hem
hayranlik hem de uzuntu duydum neden biliyor musunuz?
Cep telefonunuz var, faksimiz var. Pek cok kulubun, pek cok dernegin
davetlisi olarak gidiyorum. Hanimlar 50 kisi geldimi aman diyorlar bu
gun cok kalabaligiz. 3000 kadindan bahsediyorum ama projesinin adini
da soylemek istiyorum Zekiye Hanimin "MUTFAK PROJESI", inanilmaz bir
proje. Daha sonra bir yerde tekrar gececek bu proje.
ATATURK Zekiye Hanimi, Nakiye Hanimi tanidi bu savasta. ATATURK Melek
RESIT'i tanidi, Ataturtk Sukufe Nihal'i tanidi ve ATATURK ekmek
pisirerek askere goturen ama bu dusmanlar tarafindan tespit edilip
askerimizin yerini ogrenmek icin cok iskence goren ama soylemedigi
icin ekmek pisirdigi firina atilarak yakilan Nazife Kadini tanidi bu
savasta. Bu savasta ATATURK Tacculcalala hanimi tanidi ATATURK
ustegmenlerimizi, binbasi hanimlarimizi tanidi, bu savasta Tuggeneral
rutbesi verilmesi ongorulen 8 yasindaki, evet yanlis duymadiniz 8
yasindaki Nezahat kizimizi tanidi. Iste Nezahat kizimizin yaninda
sehit olan bir erimizin cebinden cikan bir mektubunda annesine soyle
yazmis "anne Nezahatle babasinin arasindaki konusmayi duyaydin benim
burada niye oldugumu anlardin" demis ve bu arada soyle yazmis" biz
Mehmetcik Nezahat'e Turklerin Jan Darki diyoruz" demis. Bu bana aci
geldi. Ben Jan Darki ortaokuldan beri taniyordum ama Nezahat'i ancak
bu arastirmam da tanidim. Bunun acisini da o mektupla birlikte
yasamis oldum. Bu kadinlarimizi ben ATATURK ve Turk Kadini konulu
konferansimda anlattigim icin burada sadece adlarini anmadan
gecemeyecegimi gordum.
Bu arada ATATURK okumus ta yazmaya da vakit bulabilmis. Evet bizler
icin bir geometri kitabi yazmis. Ucgen, aci, dikdortgen gibi ve 48
tane geometri teriminin isim babasi bu yazdigi kitapla bizzat Mustafa
Kemal'dir.
Prof. Dr. Ilknur Gunturkun KALIPCI