CUMHURIYET AHLAK ÜSTÜNLÜĞÜNE DAYANAN BİR ÜLKÜDÜR, CUMHURİYET ERDEMDİR

Bu kadar GÜZEL bir ÖRNEK İNSAN nasıl olabilir?


Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk'ün 80 küsür sene önce tenis maçı izlerken fotoğrafı var, yüzerken fotoğrafı var, sahilde kumda otururken, kürek çekerken, at binerken, konser izlerken, zeybek oynarken, dans ederken, heykel incelerken fotoğrafı var..

1-Salıncakta çocuk gibi gülerek sallanırken bile fotoğrafı var.

O dönemin kıyafetlerine, ayakkabılarına bakıyorsun; sanırsın dünya moda ikonu.

Aman Tanrım diyorsun, nasıl bir ruh üfledin de çıtayı en üste koydun bu kulunla...


2- Bu kadar GÜZEL bir ÖRNEK İNSAN nasıl olabilir?

Ama oldu, bütün dünya gördü, halen görmekte işte!

Hayvanlarla fotoğrafları var, çocuklarla,

okulda genç kızlarla, delikanlılarla,

cephede askerlerle, komutanlarla; dahası köylülerle, şairlerle, yazarlarla, sanatçılarla ...


3-Dua etmişliği de var, vaaz vermişliği de.

"Bana yeniden üniformamı giydirtmeyin!" deyip ültimatom vermişliği de var.

Tek bir ağacı kesmemek için koca köşkü yürütmüşlüğü de var, bozkır Ankara'ya Atatürk Orman Çiftliği' ni kurmuşluğu da...


4-Kalbine kurşun yemişliği de var ülkesi için; savaştan savaşa koşmuşluğu da.

Yirmi iki yıl, rakamla da yazıyorum, tam 22 yılını cephede geçirmişliği, o güzelim ayaklarını asker potinlerinden çıkarmamışlığı, askeri tayınını yemeden sofraya oturmamışlığı da var;


5-...Ama ne acıdır ki "Evde yiyecek kalmadı oğul" diye mektup yazan anacığına:

"Bu para Milli Mücadelenin parasıdır.

Vatanı kurtarmak için topladık, konunun ehemmiyeti büyük, size şu an para gönderemem anacığım, şimdilik evdeki halıları satın” demişliği de var.


6-Ömrünü, emeğini, aklını, sevgisini milletine verdiği gibi, tüm malını mülkünü de milletine bağışlayıp geçmiş bir Atamız var.

Söyleyin bana, kaç babayiğit yapabilir şimdi bunu?


7-Ha bir de:

"Bize uymuyor ilgilenmiyoruz; düzenleyip yeniden göndersinler, bakarız" deyip Birleşmiş Milletler Cemiyeti kurallarının değişmesine sebep olmuşluğu da var.

Bunu ondan sonra kim yapabilmiş, onu da sorarım!

Yurdu sevmek nasıl olur göstermiş, yaşamış bir Atamız var.


8-Yetmezmiş gibi; yemesiyle, içmesiyle, oturmasıyla kalkmasıyla, çatal bıçak tutmasıyla, sigarasını yakmasıyla dahi zarafet timsali bir Atamız var.

Ah benim canım, bağdaş kurup otururken bile zarif.


9-Avrupa'dan önce kadına değer vermiş, ona seçme ve seçilme hakkı vermiş, kadını insan makamına layık hale getiren düzenlemeler yapmış

"Ey kahraman Türk kadını!

Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın!" demiş,


10-“Benim manevi mirasım akıl ve bilimdir” diyebilmiş bir Atamız var ve hâlâ ışık oluyor bize.

Türk halkına verilmiş en büyük şanstı Mustafa Kemal Atatürk.

Çünkü Atatürk'ü sevmek yurdu sevmek demektir, yurdu sevmek de Atatürk 'ü sevmektir.

Çünkü o, savaşları, yokluğu görmüştü,


11-Fabrikalar üniversiteler, atölyeler, hastaneler kurmuştu.

O, hep en yüce hislerle milletine muhabbet beslerdi.

Cumhuriyeti de daha çok güvenecek bir kimse bulamadığı için gençlere emanet etmişti...


12-Çünkü o Başkomutan

O ebedî lider

O güzel insan Mustafa Kemal Atatürk

Kurtuluş Savaşı verirken cephede, köyde, kırsalda, kentte, yakinen tanıdığı bu milletin yetiştireceği evlatlardan emindi.

Ve yazdı, Nutku yazdı; hesap verdi, akıl verdi,


13-Bursa nutkunda endişelerini dile getirdi, o hep yol gösterdi.

İçimizin sızısıyla diyoruz ki:

Adını, izini silmek isteyenlere inat ışığımızsın, gururumuzsun Atam.

Ve her geçen gün sadece bizler değil, dünya anlıyor, kavrıyor seni.

Ve yaptıklarını

Ve söylediklerini...


14-Seni seven tüm güzel insanların kalbindesin, onlar da senin yolunda, sevginde, sevginle, daima.

Sonsuza dek! Hep kalbimizdesin Atam !


Elif Konur

ADANA 5 OCAK GAZETESİ - 7.5.2020


*

Evrensel Işık Mustafa Kemal Atatürk, mükemmel sevgidir..

UFUKLARDAKİ KARA BULUTLAR...

Atatürk’ün Romanya Başvekili Titulesku ile Konuşması Asaf İlbay’dan:

29 Ekim 1937 Cumhuriyet Bayramı, Ankara’da sergi evinde verilen bir baloda kutlanıyordu. Birkaç günden beri, Ankara’da hazır bulunan Romanya Başvekili Titulesku ve Erkân-ı Harbiye Reisi, Atatürk’ün davetlisi olarak baloya iştirak etmişlerdi. Geç vakitlere kadar yenildi, içildi, dans edildi. Büyük salonun sonunda, özel olarak hazırlanan mahalde Atatürk, Başvekil Celal Bayar, Mareşal Fevzi Çakmak, Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Bey, Romanya Başvekili Titulesku, Romanya Erkân-ı Harbiye Reisi ve Romanya Sefiri ayakta konuşuyorlardı.

Bu mahfelin bir kenarında, Atatürk’ün manevi kızları Afet Hanım ve diğerleri oturuyorlardı. Onları ziyaret etmek üzere yanlarına gitmiştim. Yüksek sesle konuşulduğu için, tamamıyla duyuluyordu. Atatürk, Romen Başvekili’ne, Balkan Birliği’nin ehemmiyetinden, lüzumundan ve zaruretinden bahsediyordu. Başvekil Titulesku’ya şu soruyu sordular:

“Ekselansları dünya siyasi durumunun nezaketini biliyorlar mı? Ufuklardaki kara bulutları görüyorlar mı? 

Bir cehennemi harbin vukuunda, ilk darbeye Romanya Devleti ve milletinin maruz kalacağını seziyorlar mı ? Eğer seziyorlarsa, Romanya Devletinin dahil olacağı bir Balkan birliğinin süratle takviyesi lüzum ve zaruretini kabul etmeleri icap eder.”
Titulesku eğilerek:

“Ekselanslarının görüşlerine tamamen iştirak ederim, bana yöneltilen sorunun ehemmiyetini kavramış bulunuyorum.”

Atatürk: “O halde Haşmetli Romanya Kralı’nın bizi ziyaret etmelerinden büyük faydalar umduğumun Kral’a tebliğ edilmesini rica ederim.”

Titulesku:

“Hürmetle, bu arzuyu Haşmetli Romanya Kralı’na arz ve isal edeceğimi Sayın Cumhurbaşkanına vaat ederim.”

Bu konuşma üzerine iki memleket devlet reislerinin ve milletlerinin şeref ve sağlığına kadehler kaldırıldı. Titulesku, birkaç gün sonra Romanya’ya döndü ve başvekillikten affedildi. Romanya Kralı, bu davete icabet etmedi. Ancak 1939 senesi Eylül’ünde patlayan umumi harbin Balkanlar’daki ilk kurbanı Romanya olmuştu. Atatürk’ün uzağı görüşü burada da tahakkuk etmiş, ancak iş işten geçmişti.

Kaynak:(Asaf İlbay, Çocukluk Arkadaşım Atatürk, Kaynak Yayınları, sf. 138, 139)

.
.