CUMHURIYET AHLAK ÜSTÜNLÜĞÜNE DAYANAN BİR ÜLKÜDÜR, CUMHURİYET ERDEMDİR

Amasya Genelgesi; Alınan kararlar, amacı, önemi, maddeleri, sonuçları

Amasya Genelgesi Nedir ?

Milli Mücadele Atatürk’ün önderliğinde başlamıştı; işgalci devletlerin bu şanlı direnişi durdurmaları ise mümkün değildi. Türk Milleti tarihe yön verecek yeni bir girişimi başlatmıştı bir kere. Mustafa Kemal Hükümet’in yanlış çağrısına uymayı reddetti ve 22 Haziran’da Amasya’da, milli bağımsızlık hareketini yaymak, Erzurum ve Sivas’ta kongreler toplamak amacıyla bir genelge hazırladı.

Amasya Tamimi olarak bilinen bu genelge ile kendisinin önderliğinde başlatılan Kurtuluş Hareketi’nin ana hatları belirlenmiş oldu:

1. Vatanın bütünlüğü, milletin istiklâli tehlikededir.
2. İstanbul Hükümeti, üzerine aldığı sorumluluğu yerine getirememektedir. Bu hal, milletimizi âdeta yok olmuş göstermektedir.
3. Milletin istiklâlini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
4. Milletin içinde bulunduğu bu duruma göre harekete geçmek ve haklarını yüksek sesle cihana işittirmek için her türlü tesir ve denetimden uzak milli bir heyetin varlığı zaruridir.
5. anadolu’nun her bakımdan emniyetli yeri olan Sivas’ta bir Kongre toplanacaktır.
6. Bunun için her ilden milletin güvenini kazanmış üç temsilcinin mümkün olduğu kadar çabuk yetişmek üzere yola çıkarılması gerekmektedir. Bu temsilciler, Müdafaa-i hukuk, Redd-i İlhak cemiyetleri ve belediyeler tarafından seçilecektir.
7. Her ihtimale karşı, bu meselenin bir milli sır halinde tutulması ve temsilcilerin, lüzum görülen yerlerde, seyahatlerini kendilerini tanıtmadan yapmaları lazımdır.
8. Doğu illeri için, 10 Temmuz’da Erzurum’da bir Kongre toplanacaktır. Bu tarihe kadar diğer illerin temsilcileri de Sivas’a gelebilirlerse; Erzurum Kongresi’nin üyeleri, Sivas Genel Kongresi’ne katılmak üzere hareket edecektir.



AMASYA GENELGESİ VE ÖNEMİ NEDİR? (22HAZİRAN 1919)

•   M. Kemal ,Rauf Orbay, Refet Bele,Ali Fuat Cebesoy ve Kazım Karabekir  toplantı yaparak , aldıkları kararları genelge olarak yayınlamışlardır.
•   Vatanın ve milletin bağımsızlığının tehlikede olduğu belirtilmiştir. Miletin geleceğini ,milletin azim ve kararı kurtaracaktır denildi.
•   Osmanlı hükümetinin görevini yapmadığı ve bu durumun milletimizi yok saydığı belirtilmiştir.
•   Milletimizin sesini dünyaya duyuracak her türlü etki ve denetimden uzak milli bir kurulun kurulması gerektiği belirtilmiştir.
•   Bu nedenle seçimlerin yapıldığı yerlerde seçilen kişiler seçimlerin yapılamadığı yerlerde ise halkın güvenini kazanmış 3 delege Sivas’a gelerek toplanılması gerektiği belirtilmiştir.
•   Doğu illeri adına Erzurum’da bir kongre toplanacak


Amasya Genelgesi

Amasya Genelgesi Ulusal egemenliğe dayanan, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti' nin temellerini oluşturan ilk kuruluş belgesi olması nedeniyle de Amasya Genelgesi' nin Türk tarihinde ayrı bir yeri ve önemi vardır.

Genelgenin hazırlanması

İlk kez ulusal egemenlikten bahsedilmiştir. Bir ihtilal bildirisi niteliği taşımaktadır. Çünkü İstanbul Hükümeti'ni hiçe saymakta, hükümetin düşman devletlerin esiri olduğunu söylemekte ve milleti yine milletin kendisinin azmi ve kararlılığının kurtaracağını söylemektedir. Maddenin yorumu Kuruluş savaşı nın amacı ve yönetim şeklinin halk taraından yapılmasıu ve seçilmesi dir. Mustafa Kemal kendisinin hazırladığı Amasya Tamimi'ni, 9. Ordu Müfettişi sıfatı ile imzalamıştır.

Sivas'ta bir kongre toplanacağı, Amasya Genelgesinde belirtilmiştir (her ilden halkın güvenini kazanmış 3 delege acil olarak Sivas'a gönderilecektir.

Esaslar, Mustafa Kemal tarafından yaveri Cevat Abbas Bey'e 21-22 Haziran 1919 gecesi Amasya'da dikte edilmiştir.

Mustafa Kemal tarafından Cevat Abbas Bey’e dikte edilen temel esaslar şunlardır:

Vatanın bütünlüğü milletin bağımsızlığı tehlikededir.
İstanbul hükümeti aldığı sorumluluğun gereğini yerine getirememektedir. Bu durum milletimizi yok olmuş gösteriyor.
Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
Milletin içinde bulunduğu durum ve şartların gereğini yerine getirmek ve haklarını gür sesle cihana duyurmak için, her türlü baskı ve kontrolden uzak milli bir heyetin varlığı zaruridir.
Anadolu’nun her bakımdan en güvenilir yeri olan Sivas’ta hemen milli bir kongre toplanması kararlaştırılmıştır.
Bunun için bütün illerin her sancağından milletin güvenini kazanmış üç temsilcinin mümkün olan en kısa zamanda yetişmek üzere yola çıkılması gerekmektedir.
Her ihtimale karşı bu mesele milli bir sır olarak tutulmalı ve temsilciler gereğinde yolculuklarını kendilerini tanıtmadan yapmalıdırlar.
Doğu illeri adına 23 Temmuz’da Erzurum’da bir kongre toplanacaktır. O tarihe kadar öteki illerin temsilcileri de Sivas’a gelebilirlerse Erzurum kongresinin üyeleri de Sivas genel kongresine katılmak üzere hareket ederler.
Nutuk'un aynı bölümünde ifade edilir ki, aslında bu taslak, dört maddelik bir müsvedde olarak dikte edilmiştir. Amasya genelgesinin sonuç bildirgesi bu taslak doğrultusunda gerçekleşmiştir. Bu taslak metnin sonunda, Mustafa Kemal'in, Kurmay Başkanı Albay Kazım Bey'in, kurmay heyetinden tebliğ işlerinden sorumlu memur Hüsrev Bey'in, askeri makamlara şifre yayan diğer bir yaver Muzaffer Bey'in ve sivil makamlara şivreleyen fakat Nutuk'ta adı açıklanmayan bir sivil memurun imzaları vardır, ve Nutuk'ta ifade edildiğine göre bunlardan başka imzalar da vardır.

Hazırlanan bildirideki bu diğer imzalar, bahsi geçen ilk imzalardan sonra müsveddede yerini almıştır. Atatürk'ün Nutuk'ta, isimlerinden bahsetmediği bu imzaların sahipleri; İstiklal Savaşını başlatan diğer komutanlar olan ve fakat Milli Mücadele sonrasında Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası adlı muhalefet partisi kurmak istedikleri için "gözden düşen" Hüseyin Rauf Orbay, Refet Bele ve Ali Fuat Paşa'dır.

Bildiri, Erzurum'da 15. Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir'e ve Cemal (Mersinli) Paşalara da sunuldu. Onların onayının alınmasından sonra, bildiri, 22 Haziran 1919'da ülkenin en batısındakinden en doğusundakine kadar tüm mülki amir ve askeri komutanlara telgrafla Abdurrahman Rahmi Efendi tarafından ulaştırıldı.


İmzalandığı yer

Saraydüzü Kışlası'nda (Kışlay-ı Hümayun) yapılmıştır. Mutasarrıf Mehmet Kemal Bey’in önderliğinde, Osmanlı şehzadelerinin eski sarayı yerine “Kışlay-ı Hümayun” veya diğer bir ismi ile “Saraydüzü Kışlası” 1900 yılında yaptırılmıştır. 1919 yılında 5. Kafkas Fırkası’nın karargâhı olan kışla, 12 Haziran 1919’da Amasya’ya gelen Mustafa Kemal Paşa ve beraberindeki askerî erkanın ikâmet yeri olmuştur. Milli mücadelenin o zor günlerinde çok önemli kararlar alınıp görüşmeler yapılmıştır. 21-22 Haziran 1919 gecesi, sabaha kadar devam eden müzakereler sonunda kararlaştırılan ve 9. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa, 20. Kolordu Kumandanı Ali Fuat Paşa ile birlikte eski Bahriye Nazırı Hüseyin Rauf Bey tarafından imzalanan Amasya Tamimi’nin bütün dünyaya duyurulduğu yer olması bakımından yakın tarihimizde önemli bir mekân durumuna gelmiştir.

1922’de Amasya ve çevresinde huzuru bozan Ermeni, Rum-Pontos eşkıyaları ve asker kaçaklarının faaliyetlerini ortadan kaldırma görevini üstlenen Merkez Ordusu’nun karargâhı oldu. 1930 yıllarından sonra önemini kaybetmiş, 1935’te kısmen, 1944 yılında da tamamen yıktırılmıştır. Yerine askeri lojman, doğu bölümünde de Subay Orduevi yaptırılmıştır.

1986 yılında, isminin düşündürdüğünün aksine, heyelan belirtilerinin tespiti üzerine Orduevi boşaltıldı ve yıktırıldı. Türkiye Cumhuriyeti'nin doğum belgesi olarak nitelenen "Amasya Genelgesi"nin imzalandığı bu tarihi bina heyelan dolayısıyla eski yerine yapılamadığı için hatırasına binaen aslına uygun olarak yeniden yapılması için 2006 yılının Ocak ayında Kültür ve Turizm Bakanı tarafından temeli atılmış, 9 Haziran 2007’de Amasya’ya gelen Başbakan tarafından resmi açılışı yapılmıştır. Bugün ise MİLLİ MÜCADELE MÜZESİ VE KONGRE MERKEZİ olarak açılmıştır. İçerisinde Amasya Tamimi'nin imzalandığını gösteren orjinal resimden alınan Mustafa Kemal ATATÜRK, 20. Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa ve Hamidiye Kahramanı olarak tanınan eski Bahriye Nâzırı Hüseyin Rauf Bey'in masada çalışırken ki balmumu heykelleri ve Atamızın Amasya'ya gelirken ki karşılama heyetinin balmumundan heykelleri yer almaktadır.


Sonuçları

Türk inkılabının ihtilâl safhası başlamıştır. Kurtuluş Savaşı'nın gerekçesi, amacı ve yöntemi belirlenmiştir. İlk kez milli egemenliğe dayalı bir yönetimden bahsedilmiştir. İstanbul Hükümeti ilk kez yok sayılmıştır. Türk Milleti, hem İstanbul'a hem de işgalci güçlere karşı mücadeleye çağırılmıştır. Kurtarıcı olarak görülen padişah, hilafet, manda ve himaye düşüncesinin yerini millet ve milliyetçilik düşüncesi almıştır. Üstü kapalı olarak Heyet-i Temsiliyenin (Temsil Kurulu) oluşturulmasından bahsedilmiştir. Mustafa Kemal padişah tarafından kendisine verilen 9. Ordu Müfettişliği yetkilerinin aşmış, kendi sorumluluğunda olmayan batı bölgelerine de bir tamim yayınlamıştır. Direniş esasları ilk defa Amasya'da yazılı bir ilke haline getirilmiştir. Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. İlk kez ulusal egemenlikten bahsedilmiş olduğundan evrensel bir maddedir. Avrupalı devletlerin sömürgelerindeki mazlum uluslar için de bir örnek teşkil etmiştir. Müdafayi Hukuk Cemiyetlerini birleştirmek için Sivas'ta bir kongre toplanma kararı alınmıştır. Ordu terhis edilmemesi ve Erzurum'a gelen delegelerin doğrudan Sivas'a gelmeleri istenmiştir...



Hiç yorum yok: